31 Mayıs 2013
KAVUN KOKUSU
Telefon çalar. Açılır, alo denir. O da ne, bir ses... Yatak odası tonuyla geliyor. Hine bak, hine; beni özlemiş de, sesimi duyacakmış da... Neyse, hadi biz de özledik. Bir şımardık. Çocuk-kadın arası bebek-seksi bir sesle kahkahalar patlattık. Eğlendik. Keyfimize baktık. Dedik, biliyoruz şahım hayatınızda başka kadınlar da mevcut... Siz yakışıklı adamsınız. Üstelik, başarılısınız sanat, iş ortamı vd... On parmakta on marifet... Bu cadalozların, hoppacıkların peşinden koşmaları boşuna değil. Ne yapsınlar, istiyorlar sizi.
Tabii, bir yandan da üzülüyorum haline. Çünkü, dayanılmaz gelen o caziben başına bela olacak. O kadınlar ki, hadi bir yat-iki yat senden ufak da olsa bir umut ışığı görmek isteyecekler. Yaranmaya çalışacaklar sana. Ardından, hükmetmeye... Doğamız böyle... Sizinki nasıl öyleyse!