28 Mayıs 2013 Salı



KUKLA PORNOSUNUN TİYATROSU

Bir arkadaşım sohbet esnasında porno tiyatrosu yapılırsa nasıl olacağından bahsetmişti. İnsanların bunu talep edip etmeyeceklerinden, kadınların gelip gelmeyeceklerinden veya bu tiyatral faaliyetin etkisinin (katharsis) ne şekilde gelişeceğinden...


Aslına bakarsanız, tiyatronun doğuşunu düşünürsek ve tanrı Dionysos'un da bu işin başı olduğunu öne sürersek, zaten bağ bozumu şenliklerinin ve tiyatro festivallerinin çiftleşme törenlerine ve cinselliğe de onay verdiğini, doğanın gerçekliği düzeyinde bunlardan beslediğini söyleyebiliriz. 

Kukla tiyatrosu da yine yurt dışında yapılan bir uygulama ve insan bedeninin ötesinde, kuklaları kullandığı için daha rahat kabullenilebilir bir durum... Üstelik, ironik göndermelerin ve esprilerin de üretilebildiği bir alan olarak görülmesi de mümkün... Çıplak, yarı çıplak koca ağızlı kuklaların pozisyondan pozisyona sokulduğu ve kimi halk hikâyelerinin, masalların, anlatıların pornografi düzeyinde dönüştürüldüğü tiyatro aslında bir boşluğu da dolduruyor. Çünkü, insanların -kadınlı, erkekli fark etmiyor- pek çoğu zaten insan bedenlerinin kullanıldığı porno filmleri sıkça izliyorlar. Ama, orada da araya ekran faktörü girdiği için bir yalıtma var. Yoksa, gözümüzün önünde bire bir cereyan etmiyor olaylar. 

Hadi, kukla tiyatrosunu geçtim -gerek oyuncu sıkıntısı, gerek gelecek tepkiler, gerek seyircinin mahremine dair tedirginliği, gerek kurumsal ve zihinsel engeller-... Buna engel teşkil edebilir. Fakat, pornonun kuklalar aracılığıyla hayat bulması ilginç olabilir. Hiç değilse, kuklalar cinsel eğitim verilirken veya erotik hikâyeler anlatılırken (Kama Sutra, Binbir Gece Masalları, Decameron, Marquis de Sade eserleri vb.) kullanılabilir. En azından bu konuda dürüst olmak, sanatsal ve entelektüel anlamda işin derinliklerine inerek bunu tartışmak bile gelişme sayılabilir. 




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder